Ömer Faruk Dinçel
Tarih Öğretmeni

Köse Mihal ve Harmankaya



KÖSE MİHAL’İN MEZARI

VE HARMANKAYA

 

Ömer Faruk Dinçel

 

 

            Osmanlı kaynak ve kroniklerinde ismi zikredilen ve Harmankaya tekfuru iken Müslüman olup Osmanlının hizmetine giren Köse Mihal’in (Abdullah Mihal Gazi) tekfurluğunu yaptığı Harmankaya’nın neresi ve Köse Mihal’in mezarının nerede olduğu konusunda son yıllarda bazı araştırmacılarca yanlış değerlendirmeler yapılmaktadır.Bu iddia sahipleri her türlü belge ve dayanaktan yoksun bir şekilde Kütahya’nın Tavşanlı İlçesinin Merkezyeniköy ile Derbent köyleri arasındaki Köse Kalfa Türbesinde yatın zâtı Köse Mihal,Bursa’nın Harmancık ilçesini de Köse Mihal’in tekfurluğunu yaptığı Harmankaya olarak değerlendirmektedirler.Son yıllarda Tavşanlı’nın merkezyeniköy ile Derbent köyleri arasında bulunan Köse Kalfa türbesinin olduğu alanda “Köse Mihal Şenliği” yapılmaktadır.İşin en ilginç yanı bu türbe, Eskişehir Anıtlar Kurulu tarafından 2003 yılında tarihi hakikatlere aykırı olarak Köse Mihal’in mezarı olarak tescil edilmiş.Yapılan bu yanlışlığın en kısa zamanda düzeltilmesi gerektiğini de düşünüyorum.     

 

HARMANKAYA NERESİDİR ?

 

 Osmanlı kroniklerinde geçen ve Köse Mihal’in tekfurluğunu yaptığı Harmankaya , bugün Bilecik ili İnhisar ilçesi Harmanköy’dür.Bu köy, 200 metre yükseklikte yalçın kayaları bölen boğazın  önüne kurulmuştur. Hisarı ise boğazın kenarındaki kayaların eteğindedir. (1)  Ekrem Hakkı Ayverdi, Harmankaya’da yaptığı incelemelerde burada en önde yuvarlak bir duvar temeline rastladığını ifade eder.Yine Ekrem Hakkı Ayverdi, Harmankaya’nın Bilecik vilayetinin Söğüt kazasının İnhisar nahiyesine tâbi olduğunu belirtir.(2)

  İbn-i Kemal in “Tevarih-i Al-i Osman “ adlı eserini yayına hazırlayan Şerafettin Turan ise Harmankaya’yı açıklarken “eski Khirmendjik  bugün Söğüt’e bağlı Mihal Gazi köyü “ demektedir.(3)

 XV. yy. Sultanönü Yaya Sancak Beyine bağlı nahiyeleri arasında Çalili, Sivrihisar, Günyüzü, Harmankaya der tasarufu Mihal Bey, Harmankaya tab-i göl tabi-i Mihalıç , Mihalıççık-ı diğer, Akviran, Karaviran olmak üzere 9 nahiyesi bulunur.(4)

Osman beyin ilk yıllarda faaliyet alanı , İnönü merkez olmak üzere 35-40 km. yarı çaplı bir çember içindeydi. Söğüt, Domaniç, İtburnu, Eskişehir,Bilecik gibi yerler hep bu çember içinde yer alıyordu.(5) Zira II Alaaddin’in Sultan Üyüğünde , Eskişehir ve İnönü’de naibleri vardı. Bu dönemde Osman gazi bunların yanına gidip gelirdi.Şeyh Edabali ise itburnunda oturmaktaydı. İtburnu bu günkü “uludere” dir.İlk Osmanlı kroniklerinde Sorgun,Sarıkaya,Beştaş,Sakarya suyu,Mudurnu,Taraklı,Harmankaya,İnegöl,Söğüt,Karacahi-

sar,Göl-flanoz,Bilecik,Kulaca mevkileri sıklıkla geçmektedir.İlk kroniklerden Aşıkpaşazâde tarihinde;

“ Bir gün Osman gazi, Mihal’e; “Taraklı Yenicesine hücum edelim deriz. Sen ne der -

sin “ dedi. Mihal dedi ki”, “Hanım , Sorgun üzerine Sarıkaya’dan , Beştaş’tan geçelim ki Sakarya suyunu geçebilelim. Mudurnu ilini dahi vurmaya kolaydır. Hem o il mamurdur. Samsa Çavuş da  o ile yakın yerdedir. “ der.(6)

Neşri tarihinde de ; “Taraklı Yenicesini talan ettiler, Gül-Kalonoz’a çıktılar oradan Harmankaya’ ya geldiler,Karacahisar’a eriştiler . Köse Mihal  önlerinde kılavuz idi “ ifadesi geçer.(7) Köse Mihal’in bu ifadelerden Osman Gaziye rehberlik yapacak kadar bölgeyi ve güzergâhı çok iyi bildiği anlaşılmaktadır.Çünkü,tekfurluğunu yaptığı Harmankaya bu sahalara yakındır.Eğer Bursa İlinin Harmancık  ilçesi Harmankaya olsaydı, Köse Mihal, Bursa’nın ilçesi Harmancık’tan Mudurnu taraflarını, Taraklı Yenicesi’ni, Sakarya nehrinin en dar yerini bilmesine imkan olur muydu?.Yine aynı eserin 21. sayfasında; “Osman Gazi’nin Tarakçı Yenicesi’ni fethettikten sonra Göl- flanoz’a geldiğini oradan Harmankaya’ya, oradan da Karacahisar’a geri döndükleri ifade edilmiştir.Bu ifadelerden yola çıkarak Osman Gazinin sefer güzergâhı şu şekildedir ; Karacahisar—Sarıkaya – Beştaş – Sakarya nehri—Sorkun – Taraklı Yenicesi,  dönüş ise; Taraklı Yenicesi – Göl-Flanoz—Harmankaya—Karacahisar’dır.Hulâsa Osman Gazi sefere çıkarken Keskin köyündeki Beştaş Zaviyesine gelmiştir.Beştaş zaviyesi, bugün Keskin ile Oluklu köyleri arasındadır.1801 yılında hala faaliyette olduğu belgelerden anlaşılmaktadır.(8) Burada Roma döneminden kalmış dikili vaziyette  5 adet sütun – taş bulunmaktadır.Sarıkaya ise Sakarya nehrinin sığ bir noktası olup atlarla geçilebilecek konumdadır.Buradan ilerisi ise Köse Mihal’in bölgesi Harmankaya’ya gelinir.Bursa’nın Harmancık ilçesi ve çevresinde ise böyle bir güzergâh yoktur.Sorkun ise Yenipazar İlçesinin Çöte köyüdür. Tahrirat defterlerine göre(9) bu köy, Köse Mihal’in mülküdür.Osman Gazi buradan da Göynük’ e gitmiştir. Taraklı ile Göynük arası 5.5 saattir.

Eğer Bursa’nın Harmancık  ilçesi Harmankaya olsaydı, buradan Mudurnu - Taraklı  taraflarına at sırtında sefer yapmak,kısa zamanda gidip dönmek mümkün olur muydu ?.

Neşri Tarihinde de “ Köse Mihal, kızını Gül Kalanoz Beyine vermeyi amaçladı.” diye yazar.Bu ifadeden de Harmankaya’ nın Gül Kalanoz (yani Göl Flanoz) yanlarında olduğuna işarettir.Yine Köse Mihal ,Osman gaziye karşı yapılan suikast planını öğrenip  Osman gaziye haber vermiştir.Demek ki  Köse Mihal diğer tekfurlarla (Bilecik-İnegöl-Yarhisar vb.) iç içedir.

Oruç Bey Tarihinde  ise “Şimdi zamanımızda Mihaloğulları vardır, onun neslindendir” der.(10)

Nitekim günümüzdeki Harmanköy’ün olduğu saha ve çevresi Mihaloğullarına ait olduğu belgelerle sabittir.II.Murat  zamanında / 1421- 1451 / kapsamlı bir tahrir yapılmıştır.1466 tarihli Sultanönü Yaya defteri incelendiği zaman bu tahririn 1432 yılı civarında yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bu defterde Sultanönü Sancağı içinde bazı köy ve çiftliklerin Mihal Bey’in mülkiyetinde olduğu belirtilmiştir.(11)

II.Murat zamanında Mihal Gazi’ye verilen mülklerin seçiminde dikkatli davranılmış, Köse Mihal’in hakimiyet alanı olan Harmankaya nahiyesindeki köyler seçilmiştir.(12)

Mihal Bey’in mülknâmesi hakkında Osmanlı arşivlerinde maliyeden müdevver  defterlerde numara 8, 68 a da kayıt bulunmaktadır.Harmankaya Nahiyeleri “ kadimden beri “ muhtemelen II.Murat zamanında beri Mihal Gazi ailesinin çeşitli kollarının  ellerinde bulunmaktadır.(13) Harmankaya tasarrufu Mihal Bey, nahiyesinde 60 çiftlik, Harmankaya tabi-i göl de 70 çiftlik bulunmaktaydı.(14)

1446 yılında Harmankaya , der tasarrufu Mihal Bey nahiyesi  Hızır Bey oğlu Ali Bey’in Serpiyadeliğindedir.Aynı nahiye,1521 yılında Mehmet bin Ali Bey’in Serpiyadeliğindedir.Harmankaya tabi-i Göl nahiyesi ise 1466 da Bali bey’in Serpiyadeliğindedir.(15) Harmankaya’nın “kadimden Mihal Bey tasurrufunda” olduğu konusunda şu  belgeler bulunur ;(16) Maliyeden müdevver defter numara: 8 / 56 b , 64 / 95  b.Tahrir defter numara :158 / 98 , 347 / 102 , 538 / 106 , 577 / 108 ,582 / 92

1945’li yıllarda Söğüt Belediye Başkanı olan Mustafa Karabuda daha önce Harmankaya nahiye müdürlüğü sırasında camide 16 yapraklı yaklaşık 12x40 ebatlarında bir el yazması belge bulmuş ve bu belgeleri muhafaza altına almıştır.Bu el yazması  birkaç temlik belgesinden ibarettir.Belgenin biri vakıf hüccetidir.Bu hüccette ; “Harmankaya’ya tabi” Koyunlu,Karaağaç,Ak,Gömele,Karaoğlan vb.köy,mezra ve çiftlik isimleri zikredilmekte ve bunların < Sabıka Gazi Mihal Bey evladından Mehmed Bey oğlu Bali Bey’in mülkü >olduğu yazılıdır.Diğer hüccette; < Gazi Mihal Bey evladından kadimü’l eyyamda tahtı yedlerinde mülkiyet ile tasarruf oldukları Göynük Kazası tevâbiinden Akköy,Çayır,Kozca,Tutman,Akova,Eğriat,Araplar vb.köyler sayılmaktadır.Üçüncü belgede ise ; “Kaza-i Göl ve Göynük’te vaki olan Mihallular emlakinde mukaddema Mihal Bey’e emir ile virilüp…Mihallunun zapt ü tasarrufunda olan yerler…” şeklinde yazmaktadır.Bir başka belgede de ; Hüdavendigar Sancağında Gölpazarı ve Göynük ve Bilecik nahiyelerinde merhum Mihal Bey evladının min küllil vücuh…mülkiyet üzere mukayyet olan karye-i Harmankaya ve mezra-i Kızılca meşhed…Mihallunun tasarruf edegeldikleri üzere… (1579 yılı) şeklinde yazılıdır.(17)

Oruç Bey,Lütfi Paşa,Şükrullah,Karamani Mehmed Paşa,Ahmedî gibi Osmanlı Vakanüvistleri Harmankaya’yı Mihalgazi Bucağında gösterirler.

            Köse Mihal’in tekfurluğunu yaptığı Harmankaya’yı Bursa’nın Harmancık İlçesi zannetme yanlışlığını ilk kez Hammer yapmıştır.Hammer’in bu yanlışlığı Ahmet vefik Paşa’nın “Lehçe-i Osmani” sinde ve Şemseddin Sami’nin “Kamusu’l- Alam’ın da da yapılmıştır.Aynı hatayı; Katip Çelebi ve İsmail Hami Danişmend’te yapmıştır.Bu kaynakların Harmancık’ı hiç görmedikleri anlaşılmıştır.Zira Harmancık’ı anlatırlarken Uludağ’ın eteklerinde olarak tarif etmişlerdir.Halbuki Harmancık Uludağ’ın eteklerinde değildir.Bazıları da Harmankaya’yı, Keles’ in Kozağacı köylerinden olan Harmandemirci  köyü zannetmişlerdir.Halbuki bu köyün tahrir defterleri ve Osmanlı salnamelerinde geçen ismi Timurcu ( Demirci ) dir.

                  1530 yılı (Hicri 937) 166 Numaralı Muhasebe-i Vilayeti Anadolu Defterinde Timurcu (Demirci) ismine dahi rastlanmaz.(18) Bu köyün bu tarihlerde henüz kurulmadığı anlaşılmaktadır.Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan 1847 tarihli Varidat-ı Muhasebe defterinde köyün adı Timurcu olarak geçer.(19) 1892 yılı ve 1907 yılı Hüdavendigâr Vilayeti Salnamelerinde de Timurcu olarak geçer.Rumi 1340-Miladi 1924 yılı basımı Bursa Vilayetinde Yunan Fecayii adlı Osmanlıca eserde Timurcu (Harmancık),Timurcular(Atranos-Orhaneli) ve Timurlar(Büyükorhan) olarak üç farklı Demirci köyünün ismi geçer.1927 yılı  Hüdavendigâr Vilayeti Salnamesinde ise Harmancık Demirci olarak geçmektedir.

1927’lerden itibaren Orhaneli ve Büyükorhan’ın  diğer Timurcu(Demirci) köylerinden ayırt etmek için ( Harmancık’a bağlı Demirci köy anlamında) Harmancık Demirci denmiş. Sonra da “Harman demirci” olmuştur.

                  Bursa’nın Harmancık ilçesi dağların ardında, Söğüt’e ise yaklaşık 195-200.km. uzaklıktadır.Buradan kuzeye gidilmez Söğüt’e gidilecek olsa 10 gün sürer.Harmankaya ise ( bugünkü Harmanköy, İnhisar ilçesine bağlı olup) Söğüt’ün kenarındadır.Sakarya nehrinin de karşı sahilindedir.Burada Mihal Gazi’nin kabri, malikane harabesi ve kale kalıntıları bulunur .

İsmail Hakkı Uzunçarşılı,Osmanlı Tarihi adlı eserinin 1.cildinin 570.sayfasında Köse Mihal’in türbesinin yaptırılması konusunda şu bilgileri verir ; “Bolu mutasarrıfı İsmail Bey’in 1302 Cemaziyelâhir (1885 Mart) tarihiyle II.Abdülhamid’in ikinci karini Hacı Ali Bey’e(Paşa) çekmiş olduğu bir telgrafta bu türbenin yaptırılması için rica etmiştir.(20)

Uzunçarşılı yine ;“Harmankaya,Hammer ve ondan nakil yapanların zannettikleri gibi Uludağ eteğindeki Harmancık değildir”der.(21) Yine aynı şekilde Uzunçarşılı ;  “Köse Mihal,Bilecik’in doğusunda İnhisar nahiyesi ile Mihalgazi nahiyeleri arasında bulunan Harmankaya ve havalisinin beyi idi” demektedir.(22) Mihal Gazi’nin de son yıllarda yapılan araştırmalarda Köse Mihal’in torunlarından olduğu ortaya çıkmıştır.

 

KÖSE KALFA’NIN MEZARI

 

 Tavşanlı Merkezyeniköy ile Derbent köyü yakınlarındaki türbede Köse Kalfa olarak bilinen şahsın, 1915 tarihinde Harmancık Nahiye  Müdürü Esat Bey’in yaptığı  araştırmaya göre Köse Hasan Dede olduğu belirlenmiştir.(23)  Nitekim 1870 yılına ait Osmanlıca haritada burada Köse Halife Tekkesi” nin varlığı görülmektedir.Aynı şekilde “Derviş Pınarı”,”Hasan Dayı” mevkileri de Köse Kalfa türbesi civarındadır.Bu yer adları da Tekke ile ilgili olabilir.

1870 tarihli bu Osmanlıca haritada(24) Tavşanlı Merkezyeniköy yakınlarında bugünkü Köse Kalfa türbesinin olduğu yerde “ Köse Halife Tekkesi “ yazmaktadır.Bu harita,burada vaktiyle var olan bir tekkenin varlığını ortaya koyar. Zira Osmanlıca salnamelerde,Şemseddin Sami’nin Kamusu’l-Âlam’ında, Tavşanlı ve köylerinde  15 adet tekke gözükmektedir.Yaptığımız araştırmaya göre 15 adet tekke arasında bu Köse Halife Tekkesi  de vardır.

      Merkezyeniköy ve Derbent köylüleri ve çevre halk Köse Dede’yi keramet sahibi bir zat olarak görürler.Her köyde bulunan dede- evliya yatırlarına yapılan uygulama gibi bu dedeye de vaktiyle hayır hasenat yapılırmış.Ayrıca yöre halkı da Mihal ismini hiç bilmezler.Sadece Köse Dede-Köse Kalfa olarak tanımlarlar.Eğer burada yatan zat Köse Mihal olsaydı yöre halkı Mihal ismini tahrif etmez ve bu isim insanların aklında kalarak günümüze kadar ulaşırdı.

Kalfa,Halife demektir.Halife,şeyhin yerine geçen mürid demektir.Şeyh belli bir bölgedeki müridlerine bakma,onları terbiye etme ve kendisi ile onlar arasındaki irtibatı sağlama işi ile görevlendirirse ona halife denir.(25)  Halife,şeyh makamına gelmiş,fakat seccade sahibi olmayan kimseye Ahi denir.Bunlara teşkilat içinde “halife” de denilir. (26)

Şayet bu zat Köse Mihal olsaydı neden mezarı Harmancık’ta değil de Tavşanlı’ya 14 km.mesafedeki Merkezyeniköy yakınındaki bir tepede yolun kenarındadır?.Bir yol kenarına bir tepenin üstüne neden gömülmüştür?.En azından Bursa-Harmancık’ta kendi mülk sahasında gömülmesi gerekmez mi?.Veya Osmanlı’ya uzun yıllar  hizmet etmiş bir devlet büyüğü neden ( çevresinde bir yerleşim yeri ve bir mezar dahi olmayan ) böyle  bir alana  gömülsün?.Köse Mihal’in burada yattığını iddia edenler,tarihi tahrif etmekten ve halkın kafasını karıştırmaktan öteye gidememişlerdir.

Osmanlı döneminde burada bir tekke olduğu,tekke şeyhinin veya dervişinin de Harmancık Nahiye Müdürü Esat Bey’in (1915 yılında) yaptığı araştırmaya göre de KÖSE HASAN DEDE olduğu resmi bir araştırma ile tespit edilmiştir.

 

 KÖSE MİHAL İN OĞULLARI VE TORUNLARININ ESERLERİ

Arşiv kayıtlarına göre Bilecik sınırlarındaki Harmankaya mıntıkası Köse Mihal Gazi’ye malikane olarak verilmiş ve daha sonra oğulları – torunları tarafından da mülkiyet üzere idare edilmiştir. Göl kasabasında bir zaviyesi ile bir hamamın olduğu konusunda belgeler şunlardır ;  Tahrir defteri numara- 116 sayfa 64 ve 453

Köse Mihal’in torunlarından Mihal Gazi’nin Gölpazarı’nda han, hamam,ve camii inşâ ettiği görülmektedir.(27) Buna karşılık ne Harmancıkta ne Merkezyeniköy’de,ne Derbent köyü’nde Köse Mihal- Mihal Gazi veya oğullarına ait hiçbir mülk – arazi – vakıf eseri – han – hamam- cami eseri bulunmaz.

 

   KÖSE  MİHAL İN ŞECERESİ

Ortaya konan şecerelere göre Köse Mihal’in ; Aziz, Balta, Ali gibi oğulları olduğu, Mihal Gazi ve Balta isimlerinde torunları olduğu, Mehmet, Yahşi, Aziz,Hızır, Yusuf gibi torunlarının oğulları olduğu ortaya çıkmıştır. Arşiv belgelerindeki bu isimlerin Harmankaya – Gölpazarı gibi yerlerde mülk sahibi oldukları tesbit edilmiştir.Bursa-Harmancık ve Tavşanlı-Merkezyeniköy’de bu şahıslara (Mihaloğullarına) ait mülk kayıtları bulunmamaktadır.

 

Sonuç olarak tarihimizi doğru öğrenmeli ve doğru öğretmeliyiz.

 

Dipnotlar:

1- Ekrem Hakkı Ayverdi.”Osmanlı mimarisinden ilk devri/Ertuğrul, Osman., Orhan Gaziler,Hüdavendigâr ve Yıldırım Bayezid /  630- 805- / 1230-1402 /  İstanbul fetih cemiyeti yayını. İstanbul 1989, sf 150

2- A.g.e.sf 150

3- İbn-i kemal “Tevarih-i Al-i Osman “ Hazırlayan Şerafettin Turan.Türk Tarih Kurumu yayını.1970 Ankara.Sf 38

4- Halime Doğru.”Osmanlı İmparatorluğunda Yaya- Müsellem-Taycı  Teşkilatı”, sf 55

5- Halime doğru “ XVI yy. Eskişehir ve Sultan önü Sancağı, 1922, İstanbul sf. 33

6- Aşık Paşaoğlu tarihi. – M.E.B. Yayını. 1992. İstanbul.sf. 21.Neşri Tarihi – Prof.Dr. Mehmet Altan Köymen. Kültür ve Turizm Bakanlığı yayını. 1983. Ankara.sf.49. Solakzade tarihi – Osmanlıca Basım,Hicri 1297 Basımı.İstanbul.sf. 12-13

7- Neşri Tarihi – Prof.Dr. Mehmet Altan Köymen. Kültür ve Turizm Bakanlığı yayını. 1983. Ankara.sf.50

8- Cevdet Tasnifi.Evkaf,11/7 b Nr; 15357 ve 1216

9- Ömer Lütfi Barkan - Enver Meriçli. Hüdavendigâr livası Tahrir Defterleri, Sf 316

10- Oruç Bey Tarihi,Tercüman 1001 Temel Eser,Hazırlayan; ATSIZ,Sf 26

11- Halime Doğru – Yaya-Müsellem–Taycı Teşkilatı. İstanbul 1990 ,Sf 41

12- Halime Doğru,A.g.e.Sf 42

13- Halime Doğru,A.g.e.Sf 57. Bu konuda arşiv belgeleri =  Maliyeden Müdevver Defter Numara ; 8,56 b,  64,114 a, 8,69 b, 64,95 b

14- Halime Doğru,A.g.e.Sf 56.Bu konuda belgeler = Maliyeden Müdevver Defter Numara  ; 8, 56 b , 64, 95 b , 8, 81 a , 64, 114 a

15- Halime Doğru,A.g.e.Sf 58

16- Halime Doğru.A.g.e.Sf 62

17- Uludağ,Bursa Halkevi Dergisi,Yıl 1945,Sayı 72,73.Sayfa 2

18-166 Numaralı Muhasebe-i Vilayeti Anadolu Defteri.Ankara 1955 

19- B.O.A.Varidât-ı Muhasebe Defteri.Hicri 1263/Miladi 1847,Genel:5976,Özel 100

20- Başvekalet Arşivi,Yıldız Evrakı,Numara 360

21- İ.H.Uzunçarşılı ,Osmanlı Tarihi,Cilt 1, ,4.Baskı.Türk Tarih Kurumu,1982, sf 570

22- İ.H.Uzunçarşılı.A.g.e.Sf 570

23-1915 yılında Harmancık nahiye müdürünün yaptığı araştırmaya göre; Nahiye Müdürü Esat Bey, Derbent ve Yeniköyde yaptığı araştırmalarda köylüler Köse Kalfa türbesinde yatan zatın  Köse Hasan Dede olduğunu söylemişlerdir. Aynı şekilde bu türbe Molla Salih adında Yeniköylü bir hayırseverin yaptığını,bu zatın 3-4 sene evvel öldüğünü köylüler ifade etmişlerdir.Harmancık nahiye müdürü 1915 yılında yaptığı bu araştırmasını , Köse Mihal’in torunlarından Balta Beyin sülalesinden gelen araştırmacı yazar  Ragıp Mahmut Gazi Mihal’e 14 Haziran 1333 (miladi 1917 yılı) tarihinde göndermiştir. Bu mektup Bursa Halkevi Dergisi Uludağ’ın  1946 yılı 79. sayısının 9. sayfasında yayınlanmıştır. 

24- Bu harita Bursa Büyükşehir Belediye Kütüphanesindedir.

25- Süleyman Uludağ,Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, ,İstanbul 1996, sf.219

26- Bakınız ; XIII-XVI.Asırlardaki Anadoluda Fütüvvetnamelere Göre Dini İnanç Motifleri,.Dr.Mehmet Saffet Sarıkaya.T.C.Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri . Ankara 2002, sf 12

27- Hüseyin Çetin Arslan’ın [“Türk Akıncı Beyleri ve Balkanların imarına katkıları” ( 1300-1451) T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri] eserinin 67, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79.Sayfaları

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol